Diplomasi, askeri güç, silahlar vb. yıkıcı güçler ile devletler, hedeflerinde olan ve diğer devletlere karşı caydırıcı politikalar işletebilirler. Fakat siber caydırıcılıkta zafiyeti göstermek demek ya da o zafiyetin kullanılması demek, orada zafiyetin etkisinin tekrarlanmasını ya da tekrarlanma olasılığını bitirir. Çünkü zafiyetin oluşum şekli ve etkileri ele alınarak adli bilişim analizi ile de yapılan işlemler tespit edilerek zafiyet ortadan kaldırılır. Halbuki füzemiz ya da nükleer gücümüz var ise, etkileri ve kapasiteleri belli hedefe ulaşmaları halinde oluşturacakları tahribat ve zararlar belli. Siber caydırıcılıkta tahribat ve zararlar değişkenlik gösterebilir. Günümüzde siber caydırıcılık eylemleri genelde sosyal medya ve medya üzerinden yürütülüyor. Konuyu kavramak ve örneklemek adına :
“1963’de Vietnam yönetimini protesto etmek için kendisini yakan Budist rahibin fotoğrafını olayın ertesi günü masasında bulan ABD Başkanı Kennedy, ülkeye askeri müdahale sürecini hızlandırma kararı almıştı.
Bosna Savaş’ının en kanlı zamanında Sırp askerlerinin eline geçmemek için intihar eden Ferida Osmanovic’in fotoğrafı da ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albrihgt’ı harekete geçirmiş, Amerika’nın Belgrad’ı bombalamasına kadar giden sürecin yolunu açmıştı.
Caydırıcılık adına verilebilecek başarılı bir halkla ilişkiler çalışması. 90 bin ton ağırlığındaki bir uçak gemisine sahip olmanın gücü büyük oranda onu kullanabilme ihtimalinden doğar. Füze ateşlemesine gerek kalmadan gücünü gösteren uçak gemisinin resminin basılı olduğu tişörtleri ABD’nin bir çok yerinde görmek mümkün. “
Siber caydırıcılık bu denli klasik caydırma politikasından uzaklaşmaktadır. Ancak siber caydırıcılıkta yapılan saldırılar ve doğurduğu sonuçlar ile caydırıcı kılmak mümkün olabilir.
Siber Caydırıcılık Olabilir Mi ?
Benzer gözükmeseler de, nükleer savaş ve siber savaş çok fazla ortak özelliğe sahiptir. Her ikisinde de güvenlik ikilemi, suç savunma dengesi ve önleyici hizmet gibi ortak özellikler vardır. Her ikisinde de alışılagelmiş ve muazzam bir devlete zarar vermek, korumak(örneğin; bir düşmanın saldırmasını önlemek amacıyla misilleme yapılması.)
Soğuk savaş döneminde Amerika Birleşik Devletleri nükleer gerilimi stratejik bir politika olarak kullanmıştır. Bunula birlikte caydırıcılık saldırıyı önleme ve savunma anlamında uygun bir seçenek olarak gözükmektedir. Fakat burada siber caydırıcılık anlamında bazı problemler vardır. İlk olarak caydırıcılığı gerçekleştirebilmek adına caydırıcı gücün ortaya konularak, tehdit düşmana bildirilmelidir. Aksi takdirde var olduğu bilinemez. Bu caydırıcılık unsuru olarak siber çatışma sırasında kullanılamaz. İkinci olarak, nükleer savaş aksine, siber çatışma birden fazla unsura sahiptir. Zararlı olduğu gibi katastrofik[1] olabilir. Böylece devletler caydırıcılık unsurunu kaybederler. Üçüncüsü, terörist gruplar ve bireyler nükleer silahların aksine siber alanda faaliyet gösterme kapasitesine sahiptir. Bu sebeple rasyonel aktör/aktörler caydırıcılık için ihtiyaçtır. Bütün her şeye rağmen devlet liderleri siber saldırıları göz ardı edemeyip uluslararası bir siber ortam ve planlaması yapıyor. Başbakan Binali Yıldırım, bir konuşmasında: “Siber güvenlik boyutuyla olayı düşünmemiz doğru değil, siber caydırıcılığı da ilave etmemiz lazım. Kimseye durup dururken bulaşıp dalaşacak halimiz yok ama bizim üzerimize gelen olursa onlara da verecek cevabımız olması lazım” dedi.
Sonuç
Soğuk Savaş’ın sona ermesi, caydırma ihtiyacının da sona ermesi anlamına gelmez. Sürekli ve yeni saldırılara ve tehditlere açık durum gözlenmektedir. Bu durumun getirisi müdafaa ya da misilleme için caydırıcılık önemli bir faktördür. Gerçekliği ve akılcılık yansımaları sonucunda uluslararası aktörleri etkilemektedir. Ulusal ve uluslararası hedefleri gerçekleştirmek için eşsiz ve yenilikçi araçlar geliştirilmelidir. Farklı caydırıcılık yöntemleri geliştirilmelidir. Ayrıca siber caydırıcılıkta konuya yaklaşırken caydırma ve misilleme gibi konuların dışında görünmezlik ve yapılan hamlelerin gizlenebilecek olabilmesi ve herhangi bir üs, karargah ya da bir askere ihtiyaç duymadan dünyanın hemen her yerinden herhangi bir kişi tarafından gerçekleştirilebilir. Gelişen teknoloji ve bu teknoloji etrafından yükselen savaşta caydırıcı güç ve/veya silah için çalışmalar yaparken aynı zamanda da dünyada bu konuya özel olarak gelişen hukuk kurallarını takip etmek gerekir. Çünkü hukuki yaptırımlar sonucunda yanlış yapılan hamlelere hukuki karşılıklar verilerek yaptırımlar sağlanabilir.